ESOGU  
 
  EKONOMI ODEVI 15.03.2025 06:33 (UTC)
   
 

Türkiye, Dünya Buğday Fiyatlarını Fırlattı

Haber:  Türkiye, Dünya Buğday Fiyatlarını Fırlattı
Resmi büyütmek için tıklayın

Financial Times Gazetesi, Türkiye'nin Gelecek Hafta 500 Bin Ton Buğday Alacağı Haberi Üzerine Dünya Buğday Fiyatlarının Güçlü Bir Artış Gösterdiğini Belirtti.

Türkiye'nin gelecek hafta 500 bin ton buğday alacağı bildirildi. Alım haberinin dünya buğday fiyatlarını fırlattığı da belirtildi.

Ekonomi gazetesi Financial Times, dünya piyasalarındaki hareketlerinin değerlendirdiği haberinde Türkiye'nin gelecek hafta 500 bin ton buğday alacağı haberi üzerine Chicago borsasında buğday fiyatlarının güçlü bir artış gösterdiğini belirtti.

Chicago Futures piyasasındaki Mayıs buğday fiyatının 72 sent yükselerek 12.95 dolara çıktığına dikkat çeken gazete, Türkiye'nin buğday alımının yarısının ABD'den yapılmasının beklendiğini de kaydetti.(ANKA)

HABER HABER HABER

Meclis'te Pişer, Danışmana da Düşer!

Haber:  Meclis'te Pişer, Danışmana da Düşer!
Resmi büyütmek için tıklayın

TBMM Başkanlık Divanı'nı Toplantısında Milletvekili Danışmanlarına Zam ve Meclis'te 4c Kapsamında Görev Yapanlara Giyim Yardımı Kararı Çıktı. Danışmanlar Ne Kadar Zam Alacak?

TBMM Başkanlık Divanı’nı toplantısında milletvekili danışmanlarına yüzde 10’luk zam ve Meclis’te 4C kapsamında görev yapanlara giyim yardımı kararı çıktı. Toplantıda, 96 milletvekilinin devamsızlık cetveli ve mazeretleri ele alındı. Meclis’e yeni kurulacak güvenlik sistemi ile bazı milletvekillerinin değişik konularda şikayetleri değerlendirildi. TBMM Başkanlık Divanı, Meclis Başkanı Köksal Toptan başkanlığında toplandı. Toplantıda milletvekili danışmanlarına yüzde 10’luk zam yapılması kararı alındı. Meclis’te 4C kapsamında çalışanlara ise giyim yardımı ile belli miktarda para yardımı yapılacak. Toplantıda ayrıca, milletvekillerinin değişik konularda şikayetleri de değerlendirilirken özellikle 100’e yakın milletvekilinin birinci derecede yakınlarını danışman yaptıklarına ilişkin şikayetler gündeme geldi. 13.03.2008 02:18 [1261041]

HABER HABER HABER

Şoklara karşı dayanıklıyız

 
 
 
 
 
 
Ekonomiden sorumlu bakanlar, ekonomi ile ilgili son gelişmeleri paylaşmak üzere bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan katıldı.

Ekonomi çevreleri tarafından 'sürpriz' olarak nitelendirilen toplantıdan, 'şoklara karşı dayanıklıyız' mesajı çıktı. Güncellenen milli gelir rakamları Türkiye'de önemli değişiklikler olacağını vurgulayan bakanlar, Türkiye'de mali disiplinin ve yapısal reformların devam edeceğini, ayrıca not artırımlarının da gündemde olduğunu belirttiler.

EKREN: DAHA ZENGİN GÖRÜNÜYORUZ

Toplantıda ilk sözü alan Devlet Bakanı Nazım Ekren, öncelikle Türkiye İstatistik Kurumu tarafından güncellenen milli gelir ve büyüme verilerine değindi. Yapılan güncellemenin uluslararası standartlara uygun hale getirilmesi açısından çok önemli olduğuna işaret eden Ekren, daha önce de milli gelir ve büyüme verilerinde 4 defa güncelleme yapıldığını hatırlattı. Ekren, son güncelleme ile kredi notu artışının da mümkün olacağına dikkat çekti.

Nazım  Ekren, milli gelir rakamlarındaki güncellemeyle ilgili olarak, “Milli  gelir büyüklüğü değiştiği için makro açıdan bakıldığında Türkiye gerçekten daha zengin durumda görünüyor” dedi.

Güncellemenin 3 önemli özelliği bulunduğuna işaret eden Ekren, bunlardan birincisinin bundan sonraki bütün mukayeselerde uluslararası  standartlara uygun olması düşüncesiyle hem milli gelir büyüklüğü olarak  hem de milli gelir büyüklüğüyle ilişkilendirilecek bütün rasyoların GSYH  olarak kullanılacağını bildirdi.

“İkincisi GSYH bir kümülatif sonuçtur” diyen Ekren, güncellemenin  üçüncü önemli özelliği olarak da ekonomik yapı ve ilişkiler sisteminin  geleneksel seriye göre ortaya çıkarttığı ilişkilerle yeni serinin  çıkarttığı ilişkilerin farklı hale gelmiş olmasını gösterdi.

Bakan Ekren, “Bir önceki baz yılla mukayese edildiğinde TL bakımından  farklılaşmaları görüyorsunuz. 2006 yılı sonu itibariyle 31,6'lık bir  değişiklik var. Ortalamaya baktığınızda 1998 yılından sonra farklı  oranlarda bir güncelleme söz konusu. Dolar olarak bakıldığında da  trendin yine artış şeklinde olduğu, ama büyüklüklerin değişim  oranlarının farklı olduğunu da ifade etmek gerekir. 2006 yılı sonu  itibariyle daha önce 400 milyar dolar olarak ifade ettiğimiz eski seriye  uygun milli gelir yeni seride 526 milyar dolara çıkmış oldu. 2002  yılında 182 olarak ifade ettiğimiz milli gelir 230 milyar dolara çıkmış  oldu yeni seriyle” dedi.

Ekren, önümüzdeki dönem ile ilgili olarak; "fonlar neredeyse oradan fon çekmek en büyük amacımızdır" ifadesini kullandı. 

BORÇLAR ENDİŞE KAYNAĞI OLMAKTAN ÇIKTI

Ekren'den sonra söz alan Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ise kamu borç görünümü ve rekabet ile ilgili bir sunum yaptı. 

Kamu net borç stokunun 2004 yılından bu yana düşmeye başladığına işaret eden Şimşek, "Borç stokunun mutlak anlamda düşüyor olması çok önemli. Çünkü Türkiye'de enflasyon ve faizler halen bir miktar yüksek. Borç stokunu aşağı çekmek ciddi bir bütçe disiplini gerektiriyor." dedi.

Toplam kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 30 civarına gerilediğini vurgulayan Şimşek, "Türkiye'de borçlar artık endişe kaynağı olmaktan çıkmıştır. Ayrıca borçlara ilişkin bazı riskleri de azalttık." diye konuştu.  

ŞOKLARA KARŞI DAYANIKLILIK ARTTI

Konuşmasında Türkiye'nin şoklara karşı dayanıklılığın arttığını da vurgulayan Şimşek, bazı örnekler verdi:

"Diyelim ki YTL dolara karşı yüzde 5 değer kaybetti. Bu önemli bir şoktur. Eğer biz bunu 2001 yılında yaşasaydık borç stokunun milli gelire oranı üzerinde 2 puanlık bir etkisi olurdu. Şimdi ise böyle bir artışın etkisi sadece yüzde 0.6 olacak. Yani türkiye'nin şoklara dayanıklılığı 3 kattan fazla arttı."

BU HESAP ÇOK ŞEYİ DEĞİŞTİRECEK

Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ise milli gelir güncelleme çalışmaları ile ilgili olarak, "Bu basit bir hesaplama değil. Birçok şeyi değiştiriyor. Artık Türkiye'nin ekonomisini değerlendirenler yeni görüşler oluşturacak. Hatta dışarıdan bakan finans çevreleri de yeniden değerlendirme yapacak. Çünkü bütün dengeler değişti. Kamu ve özel sektöçr borçlanmaları, bütçe açıkları, cari açık, ithalat, ihracat, faiz dışı fazla yeniden değerlendirilecek ve sonuçta Türkiye'ye bakış daha iyileşmiş olacak." dedi. 

Unakıtan, "Bu hesaplamalar muhafazakar olarak yapıldı. Hesaplarımızdan gayet eminiz" ifadesini kullandı.

MALİ DİSİPLİN VE YAPISAL REFORMLAR

Unakıtan, son günlerde sıkça gündeme gelen mali disiplin ve yapısal reformlarla ilgili de önemli bir açıklama yaptı. "Mali disiplinden ayrılmamız mümkün değil" diyen Unakıtan, şöyle devam etti:

"Mali disiplin ayağını yorganına göre uzatmak demektir ve biz bundan hiç ayrılmayacağız. ödeneğimiz varsa harcayacağız, yoksa harcamayacağız."

Unakıtan, yapısal reformlardan da asla vazgeçilmeyeceğini belirterek, özelleştirme ve mikro ekonomk tedbirlere de devam edileceğini ifade etti.






Tekel ihalesinde geri sayım başladı

 
 
 
 
Tekel ihalesinde geri sayım başladı
Tekel sigaranın özelleştirme ihalesi bugün saat 15.00'te yapılacak.

Tekel sigaranın üçüncü ihalesinde tekliflerin 18 Şubat'ta alınmasının ardından, ihaleye teklif veren firmalarla birebir pazarlık görüşmeleri tamamlandı ve ihale bugün saat 15.00'de yapılacak.

Varlık satışı yöntemiyle gerçekleştirilecek ihalede Tekel'e ait İstanbul, Adana, Ballıca, Bitlis, Malatya ve Tokat sigara fabrikaları satılacak. Fiyat aralığının ise 1,5 ile 1,8 milyar dolar arasında olacağı tahmin ediliyor.

 

TEKLİF VEREN FİRMALAR

 

İhaleye, “Limak İnşaat Sanayii ve Ticaret A.Ş-PI Turkey LLC OGG, Strand Investment S.AR.L, British American Tobacco Tütün Mamulleri Sanayi ve Ticaret A.Ş, CVCI-Doğan-TÜTSAB OGG” teklif vermişti.

Limak, Morgan Stanley'in Türkiye'deki yatırım fonu olan PI Turkey ile teklif verirken, Strand Investment S.AR.L de İngiliz merkezli Avrupalı yatırım fonu CINVEN ile bir grup profesyonel Türk girişimcinin kurduğu ortaklık olarak teklif verdi.

Profesyonel Türk girişim grubunda, Kürşat Koçdağ, Cahit Düzel ve Murat Bakırcı yer alırken, ekip lideri olan Kürşat Koçdağ'ın, Philip Morris'in eski genel müdürü olduğu, beraberindeki Cahit Düzel'in Philip Morris'te üst düzey yönetici olarak görev yaptığı, Murat Bakırcı'nın da JTI'nin İran genel müdürlüğü görevinde bulunduğu öğrenildi.

30 yıllık yatırım fonu olan CINVEN'in, Avrupa'da 60 milyar Avro'luk şirket satın alımı gerçekleştirdiği, şu anda 6,5 milyar avro şirket fonunun bulunduğu öğrenildi.

Türkiye pazarına 2002'de gelen BAT da pazar payını Tekel'i alarak arttırmayı hedeflerken, CVCI-Doğan-TÜTSAB da (Tekel ve Gıda Ürünleri Toptan Satıcılar Birliği Sanayi ve Ticaret A.Ş) ihaleye teklif veren bir diğer konsorsiyum oldu.

TEKEL'DE ÖZELLEŞTİRME SÜRECİ

 

Tekel'in sigara bölümünün özelleştirme çalışmaları 2003  yılında başlatıldı. Aynı yıl gerçekleştirilen ihalede, en yüksek teklifi 1 milyar 150 milyon dolar ile JTI verirken, Özelleştirme Yüksek Kurulu, teklifin beklentileri karşılamadığı gerekçesiyle ihaleyi iptal etti.

Daha sonra, Tekel'in yeniden yapılandırma çalışmalarına başlandı. Bazı müesseseler ile pazarlama ve dağıtım müdürlüklerinin bir bölümü kapatılırken, tütün stokları da azaltıldı. Bu çalışmaların ardından, son yıllarda sürekli zarar eden Tekel kara geçti.

Tekel'in ikinci kez özelleştirme ihalesi çalışmalarında marka satışı da gündeme geldi. Ancak, yapılan çalışmalar sonucunda Tekel'in sigara işletmelerinin yeniden bir bütün halinde satışına karar verildi. İkinci ihale teklif gelmemesi nedeniyle iptal edildi.

Üçüncü kez ihaleye çıkarılacak Tekel Sigaranın pazar payı yüzde 38-39 civarında bulunurken, 2006 yılında 1999 milyon YTL faaliyet karı elde etti.

Tekel Genel Müdürlüğüne ait 3 anonim şirket ve bunlara bağlı 6 fabrika, 56 yaprak ve 2 tuz işletmesi müdürlüğü, 39 başmüdürlük ve 15 bin personel bulunuyor.

12 bin 869'u gıda, 195'i maden iş kolunda olmak üzere toplam 13 bin 64 işçi istihdam ediliyor. Bunlardan 12 bin 12'si daimi işçi kadrosunda yer alıyor.

Petrol zirvede, dolar dipte  

Euro/dolar paritesi 1.50 düzeyini aştı. ABD'de üst üste açıklanan olumsuz ekonomik verilerin ardından Euro/dolar paritesi 1.50 düzeyini aştı. Parite bir ara 1.5051 düzeylerine kadar yükseldi.

Bu hafta boyunca ABD kanadında yaşanan yoğun data akışı, zaten yukarı yönde bir momentuma sahip olan pariteyi yeniden hareketli bir moda soktu. Dünkü datalarda çekirdek ÜFE'nin beklentilerin oldukça üzerinde gelmesine rağmen Redbook perakende satış endeksi ile tüketici güvenindeki düşüşler fiyatlamalarda daha çok yankı buldu.

Bu iki datadaki zayıflık FED'in yeni faiz indirimlerine gideceği beklentilerini körükledi ve bunun neticesinde de bu sabahki ilk işlemler 1.5000'yi aştı. Almanya'da IFO Endeksi'nin kuvvetli gelmesi de buna katkı sağladı.

Uzmanlar, kısa vadeli kuvvetlenme noktasını 1.4680'den 1.4750'ye yükseldiğini belirterek, 1-2 günlük hareketlerde ise 1.4900 üzerinde kalıcılıkla beraber 1.4900-1.5085 seviyesinin değerlendirilebileceğini belirtiyor.

 
PETROL 101 DOLARIN ÜZERİNE ÇIKTI

Uluslararası piyasalarda petrol fiyatları, 101 doların üzerine çıktı. ABD tipi hafif ham petrol varili 101,70 dolardan satılırken, Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 83 sent artarak 100,30 dolara çıkıp rekor kırdı.

Petrol fiyatlarının artmasında, ABD ve Avrupa'da düşen sıcaklıkların petrol talebini artırması ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda petrol üretim miktarını değiştirmeyeceği beklentisi etkili oldu.


 150 Yıl Sonra Üretebildik

Haber:  150 Yıl Sonra Üretebildik

Kuruluşundan Bu Yana 150 Yıldır Yurt Dışından Tren Tekeri Satın Alan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü , Artık Türkiye'de Üretilecek Yerli Tren Tekerlerini Kullanacak.

Kuruluşundan bu yana 150 yıldır yurt dışından tren tekeri satın alan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları Genel Müdürlüğü (TCDD), artık Türkiye’de üretilecek yerli tren tekerlerini kullanacak.

TCDD Genel Müdürlüğü demiryollarında kullanılan ve büyük oranda ithal edilen parçaların yerli üretimle tedarik edilmesi için bir dizi çalışma başlattı. Bu kapsamda tren yollarının ana unsuru olan raylar KARDEMİR tesislerinde üretilmeye başlandı. Demiryolundaki bağlantı elemanlarını ise Erzincan’da üretime başlayan bir fabrikadan temin eden TCDD Genel Müdürlüğü, özellikle hızlı trenlerin kullanacağı yollarda kullanılacak traversleri de yerli firmalardan almaya başladı. 


Tavuk Ayağı İhracatından 30 Milyon Dolar Kazandık

Haber:  Tavuk Ayağı İhracatından 30 Milyon Dolar Kazandık

Son Dönemlerde Sayısı Oldukça Artan İlginç İhracat Kalemleri Arasında Bulunan Tavuk Ayağı İhracatı Hızla Artıyor.

Son dönemlerde sayısı oldukça artan ilginç ihracat kalemleri arasında bulunan tavuk ayağı ihracatı hızla artıyor.

Türkiye’den 5 yıl önce yurtdışına gönderilmeye başlanan tavuk ayağı ihracatı bugün 30 milyon dolara ulaştı. Özellikle Çin ve Vietnam gibi ülkelere yapılan tavuk ayağı ihracatının 25 bin tona ulaştığını söyleyen Şeker Piliç Yönetim Kurulu Üyesi Emre Bor, diğer üreticilerinde faaliyete geçmesi halinde Türkiye’den yapılan ihracatın 100 milyon doları geçebileceğine dikkat çekti. "Bu ihracat kalemini kar merkezi olarak düşünmek lazım" diyen Bor, "Türkiye’de üretimi var ancak kullanımı yok. Bu ürünlerin yurtdışında kullanımı oldukça arttı" dedi. Her üreticinin tavuk ayağı ihracatı gerçekleştirmediğini anlatan Bor, sektörde sadece 6 firmanın bu alanda üretim gerçekleştirdiğini kaydetti. 

Ekonomi Durgun mu Siz Karar Verin

 

Direksiyon Altındaki Panelde Kırmızı Göz Kırpıyor, İbre İyice Sola Kaymış. Bizim Mahalle Kavşağındaki Gulf İstasyonuna Giriyorum. Soğuğu Kırbaçlayan Rüzgarda Ellerini Oğuşturan Genç, 'Ful Depo, Yüksek Oktanlı.' Talimatım Üzerine Benzin Pompalamaya Başlıyor.

Direksiyon altındaki panelde kırmızı göz kırpıyor, ibre iyice sola kaymış. Bizim mahalle kavşağındaki Gulf istasyonuna giriyorum. Soğuğu kırbaçlayan rüzgarda ellerini oğuşturan genç, ''Ful depo, yüksek oktanlı.'' talimatım üzerine benzin pompalamaya başlıyor.

İki panelde likit ölçek ile para karşıtı rakamlar birbiriyle yarışıyor. Bizim depo sanki yüzme havuzu, dolmak  bilmiyor. Sonunda tık sesi geliyor tutamaçtan. Ölçekteki meblağ 50 dolar. Yıldız basketbolcu Le Bron James'in New York Knicks'e bir gece önce attığı sayı kadar.



,
"Hane halkı tasarrufu bıraktı"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kibar, düşük gelir gruplarında özellikle son yıllarda negatif tasarruf eğiliminin olması ve yüksek gelir gruplarında tasarruf eğiliminin düşmekte olmasının Türkiye'nin cari işlemler açığının büyümesi anlamına geldiğini söyledi.

TÜSİAD'ın Merkez Bankası ile birlikte yürüttüğü, "Küresel Ekonomiye Entegrasyon Sürecinde Büyüme" başlıklı proje kapsamında tamamlanan "Türkiye'de Hanehalkı: İşgücü, Gelir, Harcama ve Yoksulluk Açısından İnceleme" raporu, Sheraton Oteli'nde düzenlenen seminerde açıklandı.


Gerçek işsizlik oranı yüzde 20.3’ü buluyor

MB ve TÜSİAD’ın ortak çalışmasına göre, Türk insanının geliri arttı ama devlet yardımları da hesaba katılırsa, geliri artanlar, gıda ve giyim gibi zorunlu harcamalarını azalttı. Gerçek işsizlik oranı da yüzde 20.3 düzeyinde.

 

İskenderun’da dev yatırım

Ahmet Destici

Rusya’dan MMK, Türkiye’den Atakaş’la birlikte İskenderun’da 1.4 milyar dolarlık demir çelik yatırımının temelini attı. Yüzde 50 ortaklıkla kurulan tesiste üretim kasım 2009’da başlayacak

Rusya’nın en büyük çelik üreticilerinden MMK (Magnitogorsk Iron and Steel Works) ve Atakaş Şirketler Grubu ortaklığının İskenderun’da kuracağı demir-çelik fabrikasının temeli atıldı. İlk ürününü kasım 2009’da verecek olan fabrika 2010’da tam kapasite ile çalışmaya başlayacak.  1.4 milyar dolar yatırımla kurulacak fabrikanın yıllık üretim kapasitesi 2.5 milyon ton olacak. MMK Atakaş’da her iki ortağın da yüzde 50 payı bulunuyor.
Temel atma töreninde konuşan Devlet Bakanı ve  Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren “Doğrudan yatırımların ihtiyacı olan istikrarı sağlamak için demokrasinin kalitesini artırmaya devam etmeliyiz dedi. Ekren, üzerinde durdukları en önemli noktanın özel sektörün gelişmesi olduğunu ve  Cumhuriyet  tarihi boyunca hasretle aranan bir büyüme dönemi yakaladıklarını belirtti.

‘Yassı çelikte açık var’
MMK Atakaş Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Recep Atakaş  gerçekleştirilen yatırımın, Türkiye’de özel sektör tarafından demir çelik alanında sıfırdan ve tek kalemde yapılan en büyük yatırım olduğunu söyledi. Atakaş, “Dünya demir çelik üretiminde 11’inci sırada olmamıza rağmen dünya ticaretinden yüzde 1.5 pay alıyoruz. Toplam ham çelik üretimimiz içinde yassı mamül üretiminin ağırlığı yüzde 13. Bu rakam gelişmiş ülkelerde yüzde 60’a çıkıyor. Bu, sektördeki çarpıklıktır” dedi.
Türkiye’de 8 milyon ton yassı ürün açığı olduğunu ifade eden Atakaş  şöyle konuştu: “Her yıl bu oranda mamul ithal ederek, 6 milyar dolar döviz ödüyoruz. Ülkemizin otomobil,  beyaz eşya ve gemi  sektöründe yeni yatırımlar yaptığı göz önüne alındığında yassı mamule ihtiyaç artacak. Biz de Rus ortağımızla bu yatırımı yapmaya karar verdik.”

Türk sanayisine destek
MMK Yönetim Kurulu Başkanı Viktor Filippovic Rashnikov ise yurtdışında ilk defa yatırım yaptıklarını  söyledi. Rashnikov “Bu proje bizim için sadece stratejik bir yatırım değil.  Bu tesis Türk çelik sanayisinin gelişmesine çok önemli katkılarda bulunacak. Türkiye çelik üretiminde 11’inci sırada olmasına rağmen yassı ürün açığı var. Tesis bu açığın kapanması için büyük katkıda bulunacak” dedi.
Türkiye Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı Başkan Vekili Levent Seçkin de yatırımın bu ölçekte gerçekleşen ilk Rus yatırımı olduğunu söyledi.

2500 kişi çalışacak
İskenderun’un Payas ilçesinde faaliyet gösterecek fabrika yılda 2.5 milyon ton sac üretecek. Fabrika 1 milyon 200 bin asitleme hattı, 1 milyon ton soğuk sac haddanesi, 900 bin ton sac galvanizleme tesisi ve 10 milyon elleçleme kapasiteli limandan oluşuyor.  Fabrikada  2500 kişi çalışacak.
Tesisin tüm makine donanımını İtalya’nın döküm teçhizatı üreticisi Danieli sağlayacak. MMK Atakaş bu kapsamda Danieli’yle 370 milyon euro’luk anlaşma imzaladı.

MMK’nın cirosu 6.4 milyar dolar

Atakaş Şirketler Grubu 1974 yılında İskenderun’da Recep Atakaş tarafından kuruldu. Şirket 1993 yılında yıllık 500 bin ton kapasiteli yuvarlak inşaat demiri üretmeye başladı. Payas Organize Sanayi Bölgesi’nde ve Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kömür eleme ve paketleme tesisine sahip olan şirkette 700 kişi istihdam ediliyor.
Dünyanın en büyük çelik üreticileri arasında ilk 20’de yer alan MMK’nın piyasa değeri 11.1 milyar dolar. Londra Borsası’nda işlem gören MMK, Rusya’nın çelik ihtiyacının yüzde 17.6’sını karşılıyor.  Şirket 2006’da 6.4 milyar dolar ciro, 1.4 milyar dolar net kâr elde etti.

Yabancı şirkete mülk satışı hükümeti bekliyor

EKONOMİ SERVİSİ

Anayasa Mahkemesi'nin yabancı şirketlerin mülk alımının dayanağını oluşturan yasa maddesini iptal etmesi sonrasında gözler hükümete çevrildi. 6 ay içinde yeni bir düzenleme yapılması gerekiyor

Anayasa Mahkemesi'nin yabancı şirketlere mülk satışını düzenleyen kanun maddelerini iptal eden kararı, gayrimenkul sektöründe tartışılıyor. Açıklandığında, 'yabancıya yasaklama geldi' şeklinde algılanan iptal, aslında 'yasada sınır konulmamış' olması gerekçesine dayanıyor.
Yapılacak yeni düzenlemeyle yabancı şirketlerin gayrimenkul edinimine, kişisel alımlarda olduğu gibi arazinin büyüklüğü, ilin yüzölçümü ile gayrimenkulun bulunduğu alanlara (askeri ve stratejik bölgeler) göre belirli sınırlamalar getirilmesi gerekiyor. Anayasa Mahkemesi, kararında yürütmenin durdurulmasını öngörmediğinden, yabancı şirketler 6 ay içinde eskisi gibi alımlarına devam edebilecekler. 6 ay sonra eğer mahkemenin iptal gerekçelerine uygun yeni bir düzenleme yapılmazsa, yabancı şirketlerin mülk alımı

mümkün olmayacak.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı verdiği davayı CHP'li milletvekilleri Haluk Koç'la Oğuz Oyan açmıştı. Milletvekilleri dava dilekçelerinde iptal edilen yasa maddesini, "hükümetin yabancı ülke vatandaşlarına mülk edinmede getirilen sınırlamayı dolanma çabası" olarak nitelemişlerdi. Oğuz Oyan, Milliyet'e yaptığı açıklamada, "Son durumu sorun olarak görülüyorsa, mahkeme kararına uygun bir düzenleme ile çözüm yaratabilir" dedi.

Kişiye satışta sınır var
Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararın, daha önceki kararlarıyla tutarlılık taşıdığını belirten Oğuz Oyan şunları söyledi:
"Yabancı şahıslara satışla ilgili yasayı da iptal etmişti ve hükümet mütekabiliyet ve sınırlamalar konusunda değişikler yaparak sorunu çözmüştü. Yabancı şahıslara satışta, 25 dönümlük sınır vardır.
Daha büyük miktar için Bakanlar Kurulu kararı gerekir. İlin yüzölçümü, askeri ve stratejik bölgelerle ilgili sınırlama vardır. Ama 4875 sayılı yasa öyle bir kapı açılıyor ki, adı Doğrudan Yabancı Yaratım Kanunu olmasına rağmen, yabancılara bir fabrika veya tesis yapma zorunluluğu getirmiyor. Oysa doğrudan yabancı sermaye kanunlarında, yatırım, istihdam gibi şartlar aranır."
Görevin hükümete düştüğünü ifade eden Oyan, hükümetin 6 ay içinde düzenleme yaparak sorunu çözebileceğini söyledi. CHP'li Atilla Kart da tapu mevzuatında yer alan sınırlamaların şirketlere de uyarlanması halinde sorunun çözüleceğini sözlerine ekledi.

Madde ne diyordu?
Anayasa Mahkemesi, yabancı ülke vatandaşlarına gayrimenkul satışında belli sınırlamalar bulunurken, hükümetin 2003 yılında çıkardığı 'Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu'nda şirketler için bir sınır öngörmemesi ve bir anlamda 'sınırsız mülk edinme' hakkı vermesi nedeniyle 4875 sayılı kanunun 3. maddesinin d bendini, 11 Mart'ta iptal etmişti.
Yasanın iptal edilen 3'üncü maddesinin 'taşınmaz edinimi' başlıklı d fıkrası şöyle:
"Yabancı yatırımcıların Türkiye'de kurdukları veya iştirak ettikleri tüzel kişiliğe sahip şirketlerin, Türk vatandaşlarının edinimine açık olan bölgelerde taşınmaz mülkiyeti veya sınırlı ayni hak edinmeleri serbesttir."
Mahkeme, iptal kararını bu madde ile yabancı şirketlere hiç bir sınırlama olmadan mülk edinme hakkı verildiği gerekçesine dayandırdı. Bu durumda iptal edilen 3 maddesinin d fıkrasının 6 ay içinde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bu süre içinde yabancı şirketlerin gayrimenkul alım satımları iptal kararından önce olduğu gibi devam edecek.
Karar geriye dönük işlemediği için, bugüne kadar yapılan satışlar ise mahkemenin iptal kararından etkilenmeyecek.

Murat Ergin Kuzeybatı Gayrimenkul Genel Müdürü
‘Yanlış hesap AB’den döner’
"Bu karar Türkiye'yi tanımayanları endişelendirir, Ama tanıyanları endişelendirmeyecektir. Türkiye'nin bu kadar cari açığı varken, iptal edilen maddenin yerine yeni bir düzenleme yapılmaması mümkün değil. Bir Türk vatandaşı gidip Almanya'da gayrimenkul alıp yatırım yapabiliyorsa, bir Alman vatandaşının Türkiye'de bunu yapamayacak olması mümkün görünmüyor. AB ile bu kadar anlaşma imzalanmış, işbirliği kararına varılmışken yabancı yatırımcıya böyle bir hakkın verilmemesi olmaz”.

Hakan Kodal Krea Gayrimenkul İcra Kurulu Başkanı
‘İMKB’nin yüzde 50’si etkilenir’
"Bir kaza oldu ve yolda giden aracımızın lastiği patladı. Değiştirip devam ederiz. Böyle bir yasaklama mümkün değil. Hükümet gerekçeli kararın hemen ardından yeni bir düzenleme yapacaktır. Böyle bir düzenlemenin yapılmaması halinde İMKB şirketlerinin yüzde 50'si ve hatta özelleştirmeler de olumsuz etkilenecektir.
Uluslararası MİPİM Fuarı'nda gördük ki, Türkiye'de daha önce yatırım yapmamış şirketlerin konu hakkında endişeleri var. Türkiye'de yatırımı devam eden şirketlerin ise güveni devam ediyor."

Mustafa Alper   YASED Genel Sekreteri
‘Suistimali önleyecek’
"Yabancı uyruklu gerçek kişilerin gayrimenkul ediniminde sınırlama vardı ama tüzel kişilerde yoktu. Bu da suistimale yol açabiliyordu. İki yabancı bir araya gelip şirket kurabiliyor ve böylece sınırlamaya takılmadan alım yapıyordu. Yasanın iptal edilmesiyle bu tür suistimallerin önlenmesi amaçlanıyor.
Benim beklentim 6 ay içinde kesinlikle bir düzenleme olacağı ve bu düzenlemede tüzel kişiliklerin alımına sınırlama getirileceği yönünde. Aksi taktirde Türkiye'de şirket satın alma şansı da kalmaz”. 

Haluk Sur Urban Land Institute İcra Kurulu Başkanı
‘Türkiye’ye en büyük kötülük’ "Bunun 6 ay içinde düzeleceğini biliyorum ama bize iki yıl zaman kaybettirecek. Aksi halde Türkiye'de yatırım yapmak isteyen yabancıların önü kapanacak. Gayrimenkul sektörünün önüne set çekilecek olsaydı bundan daha kötüsü olmazdı. Bu karar tamamen ‘sizi istemiyoruz, gelmeyin’ demek. Mesela yarın Airbus uçak parçası tesisi kurmak için 2 bin dönüm arazi istese ya da Disneyland ‘şu kadar arazi istiyorum’ derse yine Bakanlar Kurulu kararı mı gerekecek?"

 
 
“En iyi kâr cepte olandır” diyen, TT hissesini sattı
Türk Telekom’un halka arzında yüzde 3-7 arasında iskontolu hisse alanlar ilk işlem gününde satmayı tercih etti

Türkiye’nin en büyük halka arzı olarak tarihe geçen Türk Telekom’un hisseleri dün İMKB’de işlem görmeye başladı. Ancak hisseler beklentilerin aksine yükselmeyerek ağırlıklı olarak halka arz fiyatı olan 4.60 YTL’den işlem gördü. Türk Telekom hisselerindeki ilk gün seyri “Ucuz fiyata satıldı” iddialarını çürüttü.

İlk işlemin 4.60 YTL’den gerçekleştiği Türk Telekom hisseleri 4.48 YTL’ye kadar inse de hisseler günü 4.62 YTL’den tamamladı. Ağırlıklı ortalama fiyat 4.61 YTL oldu. Uzmanlar, Telekom hisselerindeki ilk günkü hareket için “Piyasalar çok zor bir dönemden geçiyor. Yatırımcılar küçük kârlara razı oluyor. Halka arzdan yüzde 3-7 arasında iskontolu alım yapanlar bu kârlara razı olup aldıkları hisseleri ’en iyi kâr cepte olandır’ mantığıyla sattılar” yorumunu yaptı.

Dün İMKB’de 2 milyar YTL’lik işlem hacminin yüzde 41’i yani 840.4 milyon YTL’si Türk Telekom hisselerinde yapıldı. Halka arza aracılık eden Garanti Yatırım ve Deutsche Bank ise 34.2 milyon lotluk net alım gerçekleştirdi.

Fiyatın doğruluğunu zaman gösterecek



Türk Telekom İcra Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Paul Doany, Türk Telekom hisselerinin halka arz fiyatıyla ilgili tartışmalar konusunda, “Halka arz fiyatının doğru olup olmadığını zaman gösterecek” dedi. Doany, Türk Telekom hisselerinin İMKB’de işlem görmesi dolayısıyla açılış seansı öncesinde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, 20 bin Türk Telekom çalışanının ön talepte bulunduğunun doğru olmadığını, rakamın 2 bin olduğunu aktardı. Şirket hisse fiyatlarına ilişkin bir soru üzerine de Doany, şunları kaydetti: “Şirketin değeri, şirket yönetimi tarafından değil, piyasa tarafından belirlenen bir şey. Oger Telekom’un ödediği fiyat açısından düşünüldüğünde fiyat düşük olabilir. Tabii ki bütün hissedarlar hisse değerlerinin mümkün olduğu kadar yüksek olmasını isterler.”

Kriz en çok TMSF’yi vurdu yabancıların ilgisi azaldı
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) Başkanı Ahmet Ertürk, global krizden en çok etkilenen kurumların başında TMSF’nin geldiğini söyledi

Türkiye’nin global krizden diğer ülkelere oranla daha az etkilendiğini belirten Ertürk, “Özellikle yabancı yatırımcıların varlıklarımıza olan ilgisinde gerileme oldu. Son 7-8 ay içerisinde bunu 2-3 büyük olayda yaşadık. Ama daha çok ihale dışı protokol devirleri, protokol satışlarında bunu yaşadık. Büyük yatırım kuruluşları karar verdikleri halde vazgeçtiler ya da görüşmeler belli bir aşamaya gelmişken orada kesildi. Yani krizin etkilerini yaşayan kurumlardan biri biziz” dedi.

Adabank yeniden satışta

Ertürk, Adabank’ta satış aşamasının sonunu geldiklerini ve önümüzdeki hafta içinde Adabank’ın satış şartlarını, ilan edebileceklerini bildirdi. atv-Sabah satışından elde edilen 1.1 milyar dolarlık ödemeyle ilgili olarak “Bir itiraz olmazsa ya da bilgiler öngörüldüğü gibi bize ulaşırsa, sıra cetvelinin önümüzdeki hafta kesinleşeceğini tahmin ediyoruz” dedi.

Kongolu tüccar ‘5 hektar elmas tarlam var’ dedi, Türkleri çıkartmaya çağırdı


Türkiye’ye gelen Kongolu elmas tüccarı İbrahimikutu, elmas tarlasına ortak bulmak için arayışa girdi. İbrahimikutu, “Kongo’da elmas, taş veya kumdan farksız. Türkler bu işten yüzde 50’ye yakın kâr edebilir” dedi

Kongo’daki 30 elmas tüccarından biri olan Haji İbrahimikutu, 5 hektarlık elmas tarlalarına ortak bulabilmek için Türkiye’ye geldi. Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin sadece vergisini ödeme karşılığında kendisine elmas çıkartma, işleme ve satma yetkisi verdiği İbrahimikutu, “Kongo’da elmas sıradan bir taş veya kumdan farksız. Türk işadamlarının burada elmas çıkarması ve yurtdışına ihraç etmesi için hiçbir engel yok. Sadece ticaretini yaparak yüzde 20-50 kâr elde edebilirler” diye konuştu.

Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) tarafından düzenlenen Türkiye Afrika Dış Ticaret Köprüsü Programı’yla Türkiye’ye gelen İbrahimikutu, “Elmaslarımızın değerini artırmak ve yurtdışına satmak için Türklerle işbirliği yapmak istiyorum” dedi.

Türkiye, ‘model’ oldu

TUSKON’UN organizasyonunun açılışına katılan Uluslararası İslam Ticaret Finans Şirketi (ITFC) CEO’su Dr. Waleed Al Wohaib, Türk iş dünyasının ve hükümetin Afrika’daki ticari ve ekonomik desteklerini ve Müslüman toplumdaki ticaretin gelişmesi yönündeki çabalarını övgüde bulunarak, “Türkiye, bu konuda önemli bir model” dedi.

Türkiye ‘milyonerler ligi’nde 6 basamak birden atlayacak
Barclays Bank’ın yaptığı global milyoner araştırmasın sonuçları belli oldu

Barclays’in global milyonerler araştırmasına göre, 1 milyondan fazla dolar milyoneri olan ülke sayısı 10 yılda 7’den 12’ye çıkacak. Türkiye’deki milyoner sayısı da artacak ve en çok milyoneri olan ülkeler listesinde 6 basamak atlayıp 26’ncılığa yükselecek

Araştırmaya göre 1 milyondan fazla milyoneri olan ülke sayısı 10 yıl içinde 7’den 12’ye çıkacak. Dünya ekonomisi 154 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşırken Barclays’e göre, Türkiye en çok milyoneri olan ülkeler arsında 10 yıl içinde 6 sıra birden atlayacak. 6 ülkeyi geride bırakması beklenen Türkiye, 2017’de 32’nci sıradan 26’ncı sıraya yükselecek. Araştırmanın ortaya koyduğu bir diğer ayrıntı ise gelişmekte olan ülkerlerdeki milyoner sayısında yaşanan yükseliş.

Milyoner sayısı katlanıyor

Barclays’e göre, en çok milyoneri olan ülkeler listesi 10 yıl içinde şöyle şekillenecek:
n Çin 7’inci sıradan 3’üncü sıraya yükselirken, Hindistan 14’ten 8’inci sıraya yükselecek. Rusya 19’dan 11’e Brezilya ise 45’den 12’ye tırmanacak.

*Araştırmaya göre 2007’de dünyadaki milyoner sayısı 34.5 milyon adet olurken 10 yıl içinde bu rakamın 61 milyona ulaşması bekleniyor. 5 milyon dolardan fazla servete sahip olanların sayısı ise 2 milyondan 5.2 milyona çıkacak.
* ABD listenin en üst sırasında yer almaya devam ederken Avustralya ve Güney Kore’nin sırasıyla 10’uncu sıradan 16’ncı sıraya 12’nci sıradan 15’inci sıraya yükselmesi bekleniyor.
* Nüfüsa göre en çok milyoneri olan ülkeler ise şöyle Singapur, Hong Kong, İsviçre, İngiltere ve Danimarka.
* Barclays’in raporuna göre Birleşik Arap Emirlikleri’ne yabancı direk yatırım 3 yıl içinde ülkenin milli gelirinin 3’te birine yani 100 milyar dolara ulaşacak. GCC adı verilen Körfez ülkelerinin 400 milyar dolar olan petrol gelirlerinin de 1 yıl içinde 450 milyar doları bulucak.

En çok milyoner
ABD’de yaşıyor


1 ABD
2 Japonya
3 Çin
4 İngiltere
5 Almanya
6 Fransa
7 İtalya
8 Hindistan
9 Kanada
10 İspanya

Çinli milyonerler
19 kat artacak


Malezya’nın listede 35’inci sıradan 28’inci sıraya çıkması beklenirken en büyük değişim yaşaması beklenen ülke ise Çin olarak vurgulandı. Geçen yıl Çin’de 22 bin adet milyoner yer alırken rakamın 10 yıl içinde 19 katına çıkarak 409 bine ulaşması bekleniyor.

Türkiye, en kırılgan beşinci ülke
Standard and Poor's Doğu Avrupa ülkelerinin en kırılgan konumda olacaklarını açıkladı

21.04.2008 15:55

 

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's yayımladığı bir raporda, global kredi sıkışıklığının artması halinde gelişmekte olan piyasalar arasında Doğu Avrupa ülkelerinin en kırılgan konumda olacaklarını açıkladı.
Standard and Poor's'un raporunda yayımladığı kırılganlık endeksine göre Türkiye, en kırılgan beşinci ülke konumunda. Listenin birinci sırasında ise İzlanda bulunuyor.

S and P yayımladığı, "Global Kredi Krizi'nin Avrupa'daki Gelişmekte Olan Piyasaları Diğerlerinden Daha Olumsuz Etkileme İhtimalinin Nedenleri" başlıklı raporunda, her ülkenin kırılganlığının, dış dengesizlikleri finanse etmek ve ödemeler dengesi krizlerini savuşturmak için dış sermaye girişine olan ihtiyaçlarıyla doğrudan bağlantılı hale gelebileceği belirtildi.

KENDİLERİNİ İYİ KORUMALILAR

Standard and Poor's kredi analisti Moritz Kraemer, "Doğu Avrupa'nın tehlikeye daha maruz bir konumda olduğuna inanıyoruz; buna karşılık Asya ve Latin Amerika, ticaret fazlaları ve büyük döviz rezervleriyle, global ekonominin daha keskin bir şekilde gerilemesi halinde başlarına gelebilecek muhtemel finans akışı azalmasına karşı kendilerini genellikle daha iyi koruyabilirler" dedi.

Standard and Poor's'un 40 ülke arasındaki kırılganlık ölçütü Likidite Kırılganlık Endeksi (LVI-Liquidity Vulnerability Index) de, en kırılgan ülkelerin genellikle Avrupalı ülkeler olduğunu gösteriyor. Raporda, ileriye dönük seçeneklere bakılırken ülke kredi notlarının düşürülmesi veya negatif görünüm adımlarının daha çok en kırılgan ülkeler üzerinde yoğunlaştığı da belirtildi.
Telekom'un, Saudi Telecom'a devrine onay

25 Nisan, 2008 17:29:00 (TSİ)
     

 
Rekabet Kurulu, Türk Telekom'un ana hissedarı Oger Telecom'un yüzde 35'inin Saudi Telecm'a devrine izin verdi.

Kurul, Oger Telecom hisselerinin yüzde 35'inin Saudi Telecom Company tarafından devir alınması işleminin; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun ile ilgili tebliğde belirtilen 'hakim durum yaratılması veya mevcut hakim durumun güçlendirilmesi yoluyla ilgili pazarda rekabetin önemli ölçüde azaltılmasına yol açmasının' söz konusu olmadığına karar verdi.

Rekabet Kurulu'nun web sayfasında yer alan açıklamada, hissedarlar sözleşmesinde, Saudi Telecom Company'e ortak kontrol hakkı veren yüzde 35 oranındaki hissenin yüzde 10'un altına düşmesi halinde, Saudi Telecom Company'ye 12 ay süre ile getirilen rekabet etmeme yükümlülüğünün, yan sınırlamalar açısından gerekli olan orantılılık ölçütünün aşılmasına yol açacağı belirtildi.

Açıklamada, "Bu çerçevede söz konusu rekabet etmeme yükümlülüğünün, Saudi Telecom Company'ye ortak kontrol hakkı veren hisselerin, bu hisseleri Saudi Telecom Company'ye devreden taraflar olan Oger Telecom Saudi Arabia Limited ve Saudi Oger Limited dışında başka teşebbüslere devredilmesi sonucu yüzde 10'un altına düşmesi durumunda geçerli olacak şekilde düzenlenmesi kaydıyla bir yan sınırlama sayılacağına karar verilmiştir" denildi.
Toyota, dünya liderliğini General Motors'dan aldı

24 Nisan, 2008 10:31:00 (TSİ)

Toyota, dünya otomotiv satış liderliğini General Motors'dan aldı.

Toyota Motor Corp. ve General Motors Corp'dan yapılan açıklamada, Toyota'nın 1'inci çeyrekte 2 milyon 41 bin adet otomotiv sattığı, buna karşılık General Motors'un 2 milyon 25 bin adette kaldığı bildirildi.
 
General Motors, dünya genelinde satışlarının yüzde 1 düştüğünü belirtirken, Toyota, ocak-mart döneminde küresel bazda satışlarının yüzde 2.7 oranında arttığını ifade etti.
 
General Motors'dan yapılan açıklamada, satışların yüzde 64'ünün ABD dışından geldiği ifade edilirken, Toyota Avrupa'daki güçlü talebin satışlarını desteklediğini kaydetti

Taşıt üretimi yüzde 40,4 arttı

Yılın Ocak-Nisan döneminde toplam taşıt aracı üretimi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 40,4 oranında artarak 471 bin 894 adede yükseldi.

 
 
AA
Güncelleme: 15:34 TSİ 12 Mayıs 2008 Pazartesi
 
İSTANBUL - Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) verilerine göre, Ocak-Nisan döneminde otomobil üretimi yüzde 31 artarak 252 bin 958 adet olarak gerçekleşirken, aynı dönemde toplam taşıt aracı üretimi yüzde 40,4 oranında artışla 471 bin 894 adede çıktı.

2008 yılı Ocak-Nisan döneminde üretim, midibüste yüzde 114, kamyonette yüzde 58, küçük kamyonda yüzde 24, otobüs ve minibüste yüzde 14, büyük kamyonda yüzde 11 artış kaydetti. Traktör üretimi ise yüzde 14 azalarak 10 bin adet oldu.

Nisan ayında otomobil üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 23,3 oranında artarak 65 bin 610 adede, toplam üretim de yüzde 35,5 oranında artarak 120 bin 992 adede yükseldi.

OSD’nin değerlendirmesinde, üretimin Nisan ayında gerçekleşen önemli talep ve özellikle ihracattaki yükselişin desteği ile artışını sürdürmeye devam ettiği belirtildi.

PAZAR YÜZDE 21,6 BÜYÜDÜ
Yılın Ocak-Nisan döneminde toplam taşıt aracı satışları 2007 yılının aynı dönemine göre yüzde 21,6 oranında artarak 180 bin adede çıkarken, otomobilde ise bu artış yüzde 30,4 oranında gerçekleşti ve Ocak-Nisan döneminde 104 bin adet otomobil satıldı. Bu dönemde ithalatın pazar payı yüzde 66 olarak belirlendi.

2008 yılı Ocak-Nisan döneminde toplam taşıt aracı ihracatı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 44,6 oranında artarak 368 bin 336 adede çıkarken, aynı dönemde otomobil ihracatı da yüzde 31,7 oranında artarak 204 bin 289 adede yükseldi.

Geçen ay toplam taşıt aracı ihracatı ise yüzde 41,2 oranında artarak 92 bin 222 adet olarak gerçekleşti. Nisan ayında otomobil ihracatı önceki yılın aynı ayına göre yüzde 23,2 oranında arttı ve 52 bin 349 adede çıktı.

Ticari araç ihracatı yüzde 65 artışla 164 bin 47’ye yükselirken, traktör ihracatı da yüzde 22 artarak 4 bin 120 adet olarak gerçekleşti.

Ocak-Nisan döneminde otomotiv sanayinin toplam ihracattaki payı yüzde 22,5 olarak gerçekleşti.

Ford Otosan 93 bin hafif ticari araç, Oyak Renault 93 bin otomobil, Toyota 55 bin otomobil, Tofaş da 23 bin otomobil ve 64 bin hafif ticari araç olmak üzere toplam 87 bin hafif araç ihraç etti


02 Mart 2008
 
Emekli aylığı alt sınırı 203 YTL'ye düşüyor
 
 
 
 

Milletvekillerine avantajlar getirdiği için eleştirilen Sosyal Güvenlik Tasarısı, toplumun büyük kesimi için dezavantajlar içeriyor.
20'si geçici olmak üzere 129 maddeden oluşan tasarıya göre, Emekli Sandığı çalışanları emekli aylıkları açısından kayba uğramıyor. Ancak tasarı, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alt sınır aylığında düşüş öngörüyor. Mevcut uygulamaya göre SSK ve Bağ-Kur'da alt sınır aylığı 540 YTL. Yeni uygulamada alt sınır aylığı 203 milyona düşecek. 2016 yılından sonra emekli aylıkları, bugüne oranla yüzde 30 oranında daha az olacak. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 16 maddesi kabul edilen tasarıyı, Hürriyet için analiz eden Türk-İş uzmanlarının dikkat çektiği diğer bazı noktalar şöyle:
HAK EDENLER ETKİLENMİYOR: Emekliliği hak edenler, Emekli Sandığı çalışanları, aylık bağlanması bakımından bu yasadan hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyecekler. Bu kişiler, çalıştıkları yıl arttıkça maaşları da aynı oranda artacak. Ancak ilk kez sigortalı olacaklar ile 2016'dan sonra emekliliğini hak edeceklerin maaşları, şimdikine oranla daha düşük olacak. Bu kesimdekiler, hem güncelleştirme katsayısı hem de aylık bağlama oranı yönünden "reel olarak" kayba uğrayacak.
HEMEN ETKİLENECEKLER: İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle sürekli iş görmezlik aylığı almaya hak kazananlar bakımından yaşanacak olumsuzluk ise hemen kendini gösterecek. 31 Temmuz 2008'de iş kazası veya meslek hastalığı yüzünden yüzde 25 oranında sakat kalan biri, eğer bin YTL maaş alıyorsa  sürekli iş göremezlik aylığı olarak 420 YTL bağlanacak. Ancak yasanın yürürlüğe gireceği 1 Ağustos 2008'de aynı duruma düşen birine ise 156 YTL maaş bağlanacak.
MEVCUT UYGULAMA: Mevcut 506 sayılı kanunda, güncelleme katsayısı her yıl için "Yıllık tüfe+kalkınma hızının yüzde 100'ü" oranında belirleniyor. Tasarı yasalaştığında, "Yıllık TÜFE+kalkınma hızının yüzde 30'u" formülüyle belirlenecek.
Yeni yasa mevcut çalışana dokunmaz
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, "Mevcut kamu çalışanları yeni Sosyal Güvenlik Yasası'ndan hiç etkilenmeyecek. Bu yasa yürürlüğe girdikten sonra çalışmaya başlayan kamu görevlileri yasaya tabi olacak. SSK ve Bağkur'luların bugüne kadar ki haklarının hepsi güvence altında olacak, bundan sonraki çalışamaları mevcut yasaya tabi olacak. Yeni yasa yeni yüzlerle yüzleşecek" dedi.
İkinci işte çalışan Bağ-Kur emeklisine yeni düzenleme
SOSYAL Güvenlik Reformu'yla ilgili tasarının son halinde Bağ-Kur emeklisi olup da çalışan kişi ilk yıl yüzde 12, daha sonra yüzde 13 olmak üzere en fazla yüzde 15'e kadar kesinti yapılacak. Emekli olup SSK'ya tabi çalışanlardan yüzde 33.5 kesinti yapılması öngörülürken, bu oran sendikaların bastırması üzerine 2.5 puan düşürülerek yüzde 31'e indirildi. Yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk kez sigortalı olanlar ise çifte maaş alamayacak.

 
 
 
 

03 Mart 2008
 
Enflasyon canavarı geri döndü
 
 
 
 
 
Şubat ayı enflasyon rakamları beklentilerin çok üzerinde çıktı.
Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre, tüketici fiyatları (TÜFE) yüzde 1.29, üretici fiyatları (ÜFE) ise yüzde 2.56 oranında arttı. Piyasa beklentileri ise yüzde 0.50 seviyesindeydi.
Şubat ayı itibariyle yıllık enflasyon ise TÜFE'de yüzde 9,10, ÜFE'de yüzde 8,15 oldu. İki aylık dönemde de TÜFE yüzde 2.11, ÜFE yüzde 3.0 olarak kaydedildi.

 
 
 

 
05 Mart 2008
 
Ekmeğe yüzde 25 zam geliyor
 
 
 
 

Türkiye Fırıncılar Federasyonu Genel Başkanı Halil İbrahim Balcı, maliyetlerdeki artışlar nedeniyle esnaf odalarına yeni maliyetler ve fiyat tarifelerinin gönderildiğini, onaylandığı gün daha önceden aldıkları kararın uygulamaya konulacağını, zam oranının yüzde 25'i geçmeyeceğini söyledi.

Balcı, Federasyon Genel Merkezi'nde bazı oda başkanlarının da katılımıyla basın toplantısı düzenledi.
Ocak ayında 38-40 YTL olan un fiyatının Şubat ayı sonunda 45-46 YTL olduğunu belirten Balcı, bunun fırıncı esnafını zora soktuğunu, bunun üzerine olağanüstü toplanarak federasyonun yönetim ve denetim kurulu üyeleriyle birlikte değerlendirme yaptıklarını anlattı.

Balcı, un fiyatlarının 38-40 YTL arasında seyrettiğini, bugünkü rakamlara göre ekmeğin kilogram fiyatının 2,5 YTL olması gerektiğini öne sürerek, bunun da önceki rakamlara göre yüzde 25 fiyat artışını zorunlu kıldığını savundu.
Girdilerin bu boyutta kalması halinde 2008 yılını yüzde 25 artışla tamamlamak hedefinde olduklarını kaydeden Balcı, un fiyatları 45 YTL'nin üzerine çıktığı takdirde konuyu hükümet nezdinde görüşeceklerini söyledi.

2008 yılında ekmekte uygulanacak fiyat artışının yüzde 25'le sınırlı kalması için gerekenin yapılacağını kaydeden Balcı, “Ekmek fiyatı üzerinden kimsenin felaket tellallığı yapmasına gerek yoktur. Bu konuda tek yetkili merci fırıncılar federasyonu ve odalarımızdır” diye konuştu.

Bir gazetecinin, “Önceki basın toplantınızda yüzde 20-25 oranında zam yapılabileceğini söylemiştiniz. Şu anda ise (un fiyatları arttı zam yapıyoruz) diyorsunuz. Bunun kararını zaten önceden almıştınız?” sözleri üzerine, şöyle konuştu:
“Şu anda un fiyatlarında olağanüstü bir artış söz konusu. Bu konuda herkesin açıklaması var. Biz de federasyonumuzun bu yöndeki kararını açıklıyoruz. O zaman dediğimiz geçerlidir diyoruz. Un fiyatları 3-4 lira daha artmıştır ama bizim artışımıza bunu yansıtmamızın şu an söz konusu olmadığını, daha yükselme olursa bunu ekmeğe yansıtmadan hükümet nezdinde görüşme yapacağımıza yönelik kararı açıklıyoruz.”

“Bu artış ne zaman olacak?” sorusuna ise Balcı, “İllerde bu uygulama başladı. Periyodik olarak iller kendi maliyet tablosunu yaparak, esnaf odaları birliğine, ilgili kuruma müracaat ederek, fiyatlarını aldığı gün uygulamaya koyuyor” yanıtını verdi.

Ekmeğin gramajının en az 300 gram olması yönündeki tebliğin hatırlatılması üzerine Balcı, bunun ekmekteki kalitenin artmasını sağlayacağını, kaliteyi yükseltmek yönündeki her çalışmada imzalarının olacağını, bu konuda esnaf aleyhine bir durumun söz konusu olmadığını söyledi.

Balcı, 300 gram ekmeğin kilogramı 2,5 YTL üzerinden fiyatlandırılırsa bunun 75 YKr'ye tekabül ettiğini de sözlerine ekledi.

 
 

08 Mart 2008
 
Yattık 2 bin dolar zengin kalktık
 
 
 
 

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) güncellenen verilerine göre, 2006 yılı için 576 milyar YTL olan gayrısafi milli hasıla yüzde 31,6 artışla 758 milyar YTL'ye ulaştı.
Türkiye'nin daha önce 576.3 milyar YTL olarak açıklanan cari fiyatlarla 2006 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYH) hesaplama yönteminde yapılan değişiklik sonrasında eski seriye göre yüzde 31.6 büyüyerek 758.3 milyar YTL'ye yükseldi. 2006 yılındaki kişi başına düşen milli gelir ise yeni hesapla yaklaşık 7 bin 500 dolar dolar dolayında gerçekleşti. Bu yılın ilk dokuz ayında ise milli gelir yeni seriye göre yüzde 5 büyüdü. Anılan dönemde Türkiye 489.3 milyar dolarlık milli gelir yarattı.
TÜİK Başkanı Ömer Demir, 1998 yılı ile 2007 yılı üçüncü dönemi kapsayan 1998 bazlı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) güncelleme sonuçlarını düzenlediği toplantı ile açıkladı. Buna göre, 1987 bazlı hesaplamalarla 576.3 milyar YTL çıkan GSYH, 1998 bazlı hesaplama yöntemi ile 758.3 milyar YTL ile yüzde 31.6 daha yüksek çıktı. Dolar cinsinden GSYH 1987 bazlı seride 400 milyar 46 milyon dolar çıkarken, 1998 bazlı yeni seride 526 milyar 429 milyon dolar olarak hesaplandı. Eski seride cari fiyatlarla yüzde 18.3 olan GSYH büyüme oranı yeni seride yüzde 16.9'a düşerken, sabit fiyatlarla yüzde 6.1 olan büyüme oranı yüzde 6,9'a yükseldi.
DOKUZ AYLIK BÜYÜME YÜZDE 5
 Yeni seriye göre bu yılın ilk dokuz aylık döneminde sabit fiyatlarla GSYH bazında büyüme oranı yüzde 5 olarak açıklandı. TÜİK verilerine göre anılan dönemde cari fiyatlarla GSYH yüzde 14.2 büyüyerek 635 milyar 911 milyon YTL, dolar cinsinden yüzde 26 büyüyerek 489 milyar 250 milyon dolar oldu. İlk dokuz ayda milli gelir sabit fiyatlarla ise yüzed 5 büyüyerek 75 milyar 341 milyon YTL düzeyinde gerçekleşti.
KRİZ YILI 2001'DE TÜRKİYE YÜZDE 7.5 DEĞİL YÜZDE 5.7 KÜÇÜLMÜŞ
1987 bazlı seriye göre kriz yılı olan 2001'de sabit fiyatlarla yüzde 7.5 olarak ölçülen milli gelir küçülmesi, yeni seriye göre yüzde 5.7 çıktı. Eski seride yüzde 7.9 olarak hesaplanan 2002 yılı büyüme oranı yeni seriye göre yüzde 6.2 oldu. 2003 yılı büyüme oranı yüzde 5.8'den yüzde 5.3'e düşerken, 2004'ün büyümesi yüzde 8.9'dan yüzde 9.4'e, 2005'in büyüme oranı yüzde 7.4'ten yüzde 8.4'e, 2006'nın büyümesi de yüzde 6.1'den yüzde 6.9'a yükseldi.
 KİŞİ BAŞINA DÜŞEN GELİR 2006'DA 7 BİN 500 DOLARA ÇIKTI
 2006 yılında kişi başına milli gelirin ise artan katma değer ve düşen nüfus nedeniyle yaklaşık 7 bin 500 dolar olacağı tahmin edildi. Eskiye seriye göre 2006 yılındaki kişi başına milli gelir 5 bin 480 dolar olarak açıklanmıştı. 2007 yılı kişi başına düşen milli gelir ise yılın tümüne ilişkin büyüme verileri kapsamında 31 Mart'ta açıklanacak.
ENERJİ SEKTÖRÜ YÜZDE 21 KÜÇÜLDÜ
 Toplantı sonrasında basının sorularını yanıtlayan TÜİK Başkanı Ömer Demir, revizyon yapmaya devam edeceklerini ifade ederek, hesaplamalarda daha önceden göremedikleri unsurları görmeleri durumunda verileri yeniden değiştirdiklerini söyledi. Vatandaşların milli gelirdeki artışları hissetmemelerinin normal olduğunu kaydeden Demir, açıklanan verilerin Türkiye ortalaması olduğunu, kişinin kazancındaki artışın önem taşıdığını dile getirdi.
 “HESAPLAMALARIMIZDA EN UFAK TEREDDÜTÜMÜZ YOK”
Doğru hesap yapmanın önemini vurgulayan Demir, yaptıkları nüfus sayımı sonuçlarının birçok beldenin kapanmasına baz oluşturduğunu belirtti. Yaptıkları ile ilgili en küçük tereddütleri olmadığını belirten Demir, belediyelerin kapanma kararının tamamen kendileri dışında alındığını ifade etti.
"Başka ülkelerde de revizyon yapılıyor mu" sorusu üzerine Demir, Yunanistan, Çin gibi ülkelerde de bu yola gidildiğni söyledi. Türkiye'de birikmiş ihtiyaçların fazla olması nedeniyle revizyonun bu kadar büyük olduğuna işaret eden Demir, revizyonlarda gelirlerin artmasının nedenini ise şöyle açıkladı:
“Genelde hesaplamalarımızı mütevazı yöntemlerle yapıyoruz. Hep ihtiyatlı davranıyorsunuz. Mütevazı olarak davrandığımız için her zaman önümüzde genişletme potansiyeli kalıyor.”

 
 

 
11 Mart 2008
 
2007'de ihracat şampiyonu Ford Otosan
 
 
 
 

Türkiye otomotiv sektöründe en fazla üretim ve satış yapan şirket ünvanını elinde bulunduran Ford Otosan, 222 bin 395 araç ve 3,4 milyar dolarlık ihracat geliri ile 2007'de Türkiye'nin ihracat şampiyonu oldu.

Ford Otomotiv Sanayi AŞ'den (OTOSAN) yapılan açıklamaya göre, iç pazar satışlarında yüzde 16,8'lik pazar payı ile üst üste altıncı kez lider olan Ford Otosan, 2007 yılında üretimini yüzde 11 artırarak 286 bin 356 adete yükseltti.
Üretimin yüzde 78'ini ihraç ederek yurt dışına 222 bin 395 araç satan şirketin toplam satış hacmi de yüzde 9 artarak yeni bir rekor kırdı ve 325 bin 95 adede ulaştı.

Ford Otosan'ın dün İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na açıkladığı 2007 mali tablolarına göre, toplam net ciro, satış adetlerindeki büyümeye paralel olarak yüzde 11 artışla 7,2 milyar YTL'lik seviyeye yükseldi.

Esas faaliyet karı, bir önceki yıla göre yüzde 14 artarak 648 milyon YTL, vergi öncesi kar da yüzde 6 oranında artışla 657 milyon YTL olarak gerçekleşti. Şirketin 2007 yılı net karı ise ayrılan vergi karşılıklarından sonra 484 milyon YTL olarak açıklandı.

Faaliyetlerini yerli üretici olarak gerçekleştiren Ford Otosan, 2007 yılında Türk Lirası'nın değerlenmesi sonucunda ithal markaların fiyat rekabetini artırmasına rağmen, yüzde 100 kapasite kullanım oranı, maliyet azaltma ve verimlilik artırma çalışmaları neticesinde kar marjlarını korumaya ve ortaklarına yüksek getiri sağlamaya devam etti.

Ford Otosan Genel Müdürü Michael Flewitt, yılın ilk yarısında yaşanan zorluklara rağmen 2007'de pek çok başarıya imza attıklarını belirterek, 2008 yılında üretim ve satış adetlerini daha da artırarak rekorları yukarılara taşımayı ve üst üste yedinci kez pazar lideri olmayı hedeflediklerini kaydetti.

 
 

16 Mart 2008
 
Piyasalardan gelen ilk tepki: Dolar 1.26 YTL
 
 
 
 

Haftayı Bear Stearns ile ilgili yaşanan olumsuzluk dalgalanarak tamamlayan piyasalarda, AKP'nin kapatılması istemi ile açılan davaya ilk tepkiyi dövizden geldi.
Dolar ve Euro, dün serbest piyasada hızla yükselişe geçti. Yurtdışındaki olumsuz seyir ve içeride de siyasi istikrarsızlık yaşanacağı korkusuyla dolar alımına geçen yatırımcılar eşliğinde dolar serbest piyasada 1.2540 YTL'ye, bankaların internet sitelerinde ise 1.26 YTL'ye yükseldi. Yeni haftaya yurtdışındaki seyir nedeniyle zaten olumsuz başlayacağı konusunda hemfikir olan piyasa uzmanları doların 1.25-1.27 YTL arasında hareket edeceğini söyledi.

BİR KENARA YAZIP TAKİP EDECEK: Türkiye Bankalar Birliği Başkanı ve İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, "Şu anda siyasi gelişmelerin iç piyasada ayrıca bir sorun yaratacağını düşünmüyorum. Türkiye'nin dışarıdaki kredibilitesi ile ilgili de ayrıca bir sorun yaratmaz" derken, Turkish Yatırım Genel Müdürü Berra Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı: "Bu teknik ve hukuki bir süreç. Piyasalar bu gelişmeyi bir kenara yazıp, takip edecektir. ABD'de yaşanan olumsuzluklar nedeniyle zaten kötü bir tablo sergileniyor. Bu olayın tek başına bir olumsuzluk olarak algılanacağını düşünmüyorum. Zaten pazartesi günü kötü bir piyasa bekliyoruz. Çünkü Cuma günü borsalarda büyük düşüşler yaşandı. "

GEÇİCİ TEPKİLER GÖREBİLİRİZ: Anadolubank Genel Müdürü Gökhan Günay de, "davaya ilişkin sonucun ne olacağı net değil" diyerek, şunları söyledi: "Bu dava, bahane olarak kullanılarak yurtdışı fonlar tarafından bono piyasasına satış gelebilir. Bu olumsuzluk yaratır. Yurtdışı olmasaydı piyasalar buna çok tepki vermezdi. Öncelikle para piyasasında satış görebiliriz. Dolar 1.30 YTL'ye çıkabilir. Ama bu seviyeyi aşacağını sanmıyorum."

 

 
17 Mart 2008
 
Borsada tarihi düşüş
 
 
 
 

Piyasalar hem yurtdışı hem de yurtiçi kaynaklı çifte şokun etkisi ile kötü bir gün geçirdi. Özellikle borsa tarafında çok sert satışlar gelirken, dolardaki yükseliş sınırlı kaldı.
Borsa açılıştan itibaren gelen satışlarla önce 40 binin sonra da 39 binin altına indi. Endeksteki kayıp son 1.5 saate girilirken yüzde 9'a ulaştı. Ancak seans sonuna doğru gelen hafif çaplı alımlar endeksi yeniden 39 binin üzerine taşıdı. Borsa günü yüzde 7.46 kayıpla 39 bin 409 puandan noktalarken, son beş yılın en büyük düşüşünü gerçekleştirdi.    
Borsada yaşanan düşüşte global piyasalardaki gelişmeler ve cuma günü Ak Parti'ye açılan kapatma davası etkili oldu. Endeks sert satışlarla sarılırken, uzmanlar, şimdi borsadaki düşüşün nerede duracağını ve hangi seviyelerin kritik olduğunu tartışıyor.
Piyasadaki genel eğilim 38 bin-38 bin 500 bandının önemli bir destek olduğu yönünde. Borsanın bu seviyelerde önemli bir tepki ile karşılaşabileceğini belirten uzmanlar, yurtdışında havanın düzelmesi ile içeride de havanın dönebileceğini belirtiyor. Ancak yurtdışındaki tedirginliklerin devamı ve borsalardaki düşüşün sürmesi halinde ise, içeride siyasi belirsizliğin de etkisiyle borsanın 36 binlere kadar gerileyebileceği ifade ediliyor.
Eczacıbaşı Menkul Değerler analisti Banu Kaya, borsada satış baskısının devam edebileceğini kaydetti. "Borsa 38 bin 600 ve ardından 38 bin 200 desteğine kadar gerileyebilir" diyen Kaya, biraz daha orta vadede ise 36 bin desteğine kadar gerilemenin olası göründüğüne dikkat çekti.
Yapı Kredi Yatırım analisti Hüseyin Taş, borsada 40 bin 900'ün kırılmasının olumsuz algılandığını söyledi. Taş, İMKB'deki düşüşün endeksi 38 bin 500'e kadar indirebileceğine işaret etti.
Alternatif Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Murat Salar, borsada 40 bin seviyelerinin destek olmasını beklediğini, ancak sonraki süreci  yine yurtdışındaki gelişmelerin belirleyeceğini kaydetti.
Turkish Yatırım Finansal Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise biraz daha negatif. Uskuay, borsada 41 bin kritik destek kırılması ile yaşanan düşüşün orta vadeye yayılacağını belirtti.
DOLARDA KRİTİK SEVİYE
ABD para birimi dolar bugün içeride üst seviyeleri zorladı, ancak hareket kısıtlı kaldı.
Sabah açılışta 1.27'nin üzerine çıkan ancak sonrasında 1.26-1.27 bandında dengelenen dolar için mevcut seviyeler son derece kritik. Uzmanlar, doların 1.27'nin üzerinde tutunması halinde önce 1.30'u, ardından 1.32'yi deneyebileceğini düşünüyor.
Doların hareketinde yabancı yatırımcıların tutumunun yanında yerli yatırımcılar da önemli rol oynuyor. Dolara gelen yabancı alışları yerliler tarafından satışla karşılanırken, bu durum kurlarda sert bir hareket yaşanmasını engelliyor.
Finans Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Ali Ağaoğlu, kurların 1.2650 seviyesini kararlı bir şekilde aşılması durumunda 1.2825 ve ardından 1.3380 seviyelerinin görülebileceğini ifade etti.

 

 
20 Mart 2008
 
Kredi kartı faiz oranı YTL'de düşürüldü
 
 
 
 

Kredi kartı işlemlerinde uygulanacak azami faiz oranları YTL'de düşürülürken, dolarda yükseltildi.
Kredi kartı aylık azami akdi faiz oranı YTL'de yüzde 4.93'ten, yüzde 4.54'e indirildi, dolarda yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a yükseltildi, euroda ise oran değiştirilmedi.
Merkez Bankası'nın Kredi Kartı İşlemlerinde Uygulanacak Azami Faiz Oranları Hakkında Tebliğde yaptığı değişiklik Resmi Gazete'de yayımlandı. Buna göre, aylık azami akdi faiz oranı YTL için yüzde 4.93'ten yüzde 4.54'e düşürüldü. Dolarda ise aylık azami akdi faiz oranı yüzde 2.52'den yüzde 2.59'a çıkarılırken, euroda ise yüzde 2.30 ile sabit kaldı.

Aylık azami gecikme faiz oranı da YTL'de yüzde 5.68'den 5.29'a düşürülürken, dolar için ise yüzde 2.99'dan 3.12'ye yükseltildi. Euro için ise 2.86 olan azami faiz oranı değişmedi. Yeni oranlar 1 Nisan'dan itibaren geçerli olacak.
 
21 Mart 2008
 
Yüksek doları gören satışa geçti
 
 
 
 
 
Dolarda geçtiğimiz haftalarda yaşanan yükseliş yerli yatırımcıya yaradı.
Doların yüzde 4,4 oranında değer kazandığı 29 Şubat-7 Mart tarihleri arasında, yurt içi yerleşiklerin döviz mevduatlarında 1.8 milyar doların üzerinde çözülme yaşandı.
Toplam yurt içi döviz mevduatı da 94 milyar 659 milyon dolara geriledi.
Toplam yurt içi döviz mevduatı, son haftadaki çözülme ile 2007 sonundaki düzeyinin 1 milyar 700 milyon dolar altında gerçekleşti. Yurt içi yerleşiklerin döviz hesapları 2007 sonu itibariyle 96 milyar 369 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu.

 
 

22 Mart 2008
 
Arçelik buzdolabını tek motorla yediye böldü, 'dünyada ilk' oldu
 
 
 
 

Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı.
Dünya patent liginde yükselen tek Türk şirketi olarak öne çıkan Arçelik, şimdi de dünyada bir "ilk"e imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC)-Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni sistemle, bir mutfakta 7 parçaya ayırdığı buzdolabını, tek kompresörle çalıştırdı. Bu sistemle, mutfaktaki bazı çekmeceler derin dondurucuya dönüştü.
KOÇ Holding'in amiral gemisi Arçelik, dünya patent ligine giren tek Türk şirketi olmasının ardından, şimdi de "dünyada ilk" olacak bir ürüne imza attı. Arçelik, "Divide&Cool (DAC): Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladığı yeni teknolojiyle, bir buzdolabını tek motorla yedi parçaya kadar ayırdı. Bu teknolojiyle mutfaktaki çekmecelerin bazıları ayrı buzdolabı haline dönüştü. Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bugüne kadar tarif edilmemiş bir ürün ortaya çıkardık. 3 yıllık araştırma ve çalışmayla ortaya çıkan ürünümüz, ankastre mutfaklarda öne çıkacak" dedi.

SESSİZ VE TASARRUFLU: Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Buzdolabı"nın Koç Holding bünyesinde oluşturulan "yaratıcı ekip"in fikri olduğunu belirterek, şunları söyledi: "Divide&Cool'da (DAC) bulunan VCC komresör, eşdeğer 3 ayrı kompresörün gürültüsüne oranla çok daha düşük ses düzeyine sahip. Ayrıca normal buzdolabı kompresörlerine oranla yüzde 30 daha az enerji tüketiyor. Her soğutma ünitesinin bağımsız çalışmasıyla kapak açıldığında yaşanan ısı kaybı da minimuma iniyor. Isı ve gürültü yayan kompresör mutfağın, hatta evin dışına taşınarak mutfağın iklimini ve sessizliğini de koruyor."


DONDURUCU ÇEKMECE: Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" diye tanımladıkları yeni ürünlerinin tek kompresörden beslenen çeşitli ebatlarda bağımsız kabinlerden oluştuğunu ifade ederek, şöyle konuştu: "Kompresörün yer aldığı tek bir dış üniteye bağlanan soğutma kabinleri, birbirinden bağımsız olarak mutfakta istenilen yerlere montaj edilebiliyor. Bu soğutucuda ayrı parça sayısı 7'ye kadar çıkabiliyor. İstenildiğinde bir çekmece derin dondurucu, bir dolap kapağının arkasında ise soğutucu olabiliyor. Bunların hepsi, no-frost soğutma sistemi teknolojisine sahip bulunuyor."

ŞARAP DOLABI DA VAR: Bugüne kadar şarap dolabı üretimine girmeyen Arçelik, yeni sistemin parçaları arasına şarap dolabı da koydu. Aka Gündüz
Özdemir, söz konusu şarap dolabıyla da bir ilki gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, şunları dile getirdi: "DAC soğutma kabinleri arasında yer alan şarap soğutucusu, 'titreşimsiz' olması özelliğinden dolayı 'dünyada ilk ve tek' özelliğini taşıyor. Ultraviyole korumalı cam kapaklı, aktif karbon filtre, nem filtresi ve hızlı soğutma özelliğiyle bu soğutucu, şarap için gerekli en uygun şartları sağlayarak, bir anlamda kişiye özel mahzen oluşturuyor."

BİZİMKİNİN MOTORU DIŞARIDA: Aka Gündüz Özdemir, "Yeni geliştirdiğiniz soğutma teknolojisinde mutfaktaki iki çekmece buzdolabına dönüşmüş. Daha önce çekmece şeklinde buzdolabı yapan yok muydu?" sorusunu şöyle yanıtladı: "Daha önce mutfak çekmecelerini buzdolabına dönüştürmüş olanlar vardı. Bizim ürünün farkı, tek kompresörle 7'ye kadar varan ayrı parçayı çalıştırmak. Oysa önceki sistemlerde her soğutma biriminin kendine özgü kompresörü var ve önemli yer kaybı da yaratıyor."

Almanya pazarından umutluyuz

AKA Gündüz Özdemir, Avrupa'daki bir veya iki ankastre mutfak şirketiyle anlaşmayı planladıklarını ifade ederek, "Ankastre mutfak kullanımında Avrupa'da en çok Almanya öne çıkıyor. Dolayısıyla Almanya'da bir firmayla münhasırlık anlaşması yapabiliriz. Bu konuda ikinci öncelikli pazar İngiltere gibi görünüyor. Sonra İtalya, ardından da Fransa geliyor" dedi. Özdemir, Türkiye'de de bu ürünü almak isteyenlerin isterlerse ankastre mutfakçılarla ya da Arçelik bayileriyle görüşebileceklerini bildirdi.

Parçaları 24 metrekarelik alan içinde dağıtmak mümkün

ARÇELİK
Ar-Ge Direktörü Cemil İnan, "7 parçaya kadar ayrılabilen yeni sistem soğutucunuzun parçaların bir veya ikisini mutfakta değil de bir başka odada bulundurmak mümkün mü?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Kompresör, 24 metrekarelik alana kadar söz konusu 7 parçayı çalıştırabiliyor. 24 metrekarelik alanın dışında olmamak kaydıyla, örneğin şarap dolabını mutfağa değil de bir başka odaya koymak mümkün."

Fiyatı 4 bin 500 YTL'den başlıyor

ARÇELİK Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, "Bölünebilir Soğutma Teknolojisi" (DAC) ürünlerinin fiyatının 4 bin 500 YTL ile 6 bin 500 YTL arasında değişeceğini belirterek, "Fiyatın değişmesi, seçilen kombinasyonlara bağlı" dedi.

Dünyada 280 milyon evde Arçelik var

KOÇ Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkanı ve Arçelik Genel Müdürü Aka Gündüz Özdemir, Arçelik'in yurt dışı satışlarınını iki ay sonunda geçen yıla göre yüzde 10 büyüme kaydettiğini belirterek, "Bu son derece memnun edici bir durumdur. Dolayısıyla bu yılın gelecek zamanları için biraz daha fazla ümitli olabiliyoruz" dedi. Özdemir, dünyada 100'ü aşkın ülkede 280 milyon evin Arçelik ürünü kullandığını vurguladı.

20 yıllık patent

ARÇELİK
, "dünyada ilk" diye dünden itibaren pazara sunduğu Bölünebilir Soğutma Teknolojisi (DAC) için 20 yıllık patent aldı. Böylece, bu süre içinde rakiplerinin aynı ürünü kopya etmelerinin önüne geçti.

 

 
24 Mart 2008
 
Bankalar bu yıl 20 bin kişi alacak
 
 
 
 

 
Son yıllarda özellikle  müşteri odaklı çalışmalarıyla dikkat çeken, dünyadaki finansal  piyasalarda yaşanan krize rağmen şubeleşme ve istihdam atağına devam  eden bankalar, Türkiye'de bu yıl 20 bine yakın personeli işe almayı  planlıyor.
 

 

 
27 Mart 2008
 
Tapunun kralı İstanbul oldu
 
 
 
 

Ekonomi ve siyaset alanında yaşanan dalgalanmalar yüzünden 2007 yılında tüm Türkiye'de alım, satım, miras taksimi, bağış, kamulaştırma gibi yöntemlerle el değiştiren konut sayısı 868 bin adet birden düşerken, İstanbul'da yüzde 20 artış yaşandı.
Tapu kayıtlarına göre İstanbul'da 362 bin 400 olan el değiştiren konut sayısı, geçtiğimiz yılın sonunda 453 bine ulaştı. Buna karşın, Türkiye genelinde 2006 yılında 3 milyon 773 bin adetle rekor düzeye ulaşan el değiştiren konut sayısı, yüzde 23'lük düşüşle 2 milyon 905 bine geriledi..

 
 
 
 
 
 
 
 
  Döviz Kuru
  Son Dakika...






Bugün 1 ziyaretçi (3 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol